Jean-Noël Thorel’in vizyonu biyolojiye dayanmaktadır; cildin doğasına saygı duyma tutkusu, eşsiz ve öncü bir bilimsel yaklaşımla sonuçlanır: Ekobiyoloji. Cildin biyolojisini ve ekolojisini birleştiren ekobiyoloji, cildin çevresiyle etkileşimde olan, doğal mekanizmaları korunması gereken ve sürekli gelişen bir ekosistem olduğu prensibine dayanmaktadır. Cildi gerektiğinden fazla tedavi etmeye çalışmak yerine ona doğal mekanizmasını koruyarak düzgün bir şekilde nasıl çalışması gerektiği öğretilmelidir…
Aktif içerikleri artırmaktan kaçınarak, cildin kendini güçlendirmesine ve çevresine uyum sağlamasına yardımcı olmak amaçlamaktadır. Geleneksel kozmetikten farklı olarak ekobiyolojik yaklaşım, derinin yüzeyindense, alt katmanlarında etkili olmasıdır.
Ekobiyolojinin kurucu ilkelerinden biri, etkili ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek için doğal mekanizmaları gözlemlememizi, anlamamızı ve taklit etmemizi sağlayan biyomimetizmdir. Dolayısıyla ekobiyoloji, cildin biyolojisi ile ekolojisi arasında bağlantı kuran son derece saygılı bir yaklaşımdır.
Ürünlerimizin kalbinde, kullanıcılarımızı önemseme, cildini ve neye ihtiyacı olduğunu anlama tutkusu vardır. Son 40 yıldır NAOS tarafından yönlendirilen ekobiyoloji, 4 ilkeye dayanan, yaşamdan ilham alan bir yaklaşımdır.
Cildi, bir arada yaşayan ve bu ekosistemin dengesini korumak için birbirleriyle etkileşime giren farklı hücre türleriyle dolu bir ekosistem olarak görüyoruz. Gezegenimizin her bölümünde olduğu gibi, cildimizin de dışarıdan gelen negatif etkilerden etkilenecek bir ekosistemi bulunuyor. Dolayısıyla cildimizin de korunması gerekiyor.
NAOS olarak cilt ekosisteminde olumlu iz bırakan formüller oluşturmak için doğru miktarlarda ve doğal yollarla özümlenmiş saf bileşenleri tercih ediyoruz.
Cildimiz çevresindekileri daima algılayan, değişen ve değişimlere uyum sağlayan akıllı bir organdır. Tüm bunları yapabilmek için cilt; son derece verimli ve sürdürülebilir olan, zeki biyolojik mekanizmalar geliştirmiştir.
NAOS olarak cildi herhangi bir şey yapmaya zorlamak veya engellemek istemiyoruz. Bu nedenle cildin doğal mekanizmalarıyla yalnızca gerektiğinde etkileşime girerek uyum sağlamasına ve dengesini bulmasına yardımcı oluyoruz.
Ciltte dengesizlikler meydana geldiğinde, cildin genel durumuna bakmak, bunların hangi sebepten kaynaklandığını ve nasıl giderileceğini anlamak oldukça önemlidir. Çünkü sadece gözle görülür belirtilere göre hareket etmeniz durumunda, aldığınız hızlı kararların etkisi de o kadar hızlı biçimde kaybolacaktır.
Ekobiyolojiye uygun olarak, uzun süre kalıcı bir etki sağlamak amacıyla cilt dengesizliklerinin temel nedenlerine ve sonuçlarına göre hareket ediyoruz.
Milyarlarca yıllık evrim sayesinde bir şeyleri yapmanın yolunu öğrenme konusunda yaşamdan ilham almalıyız.
NAOS olarak yeni teknolojiler yaratmaya çalışmadan önce, etkili ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek amacıyla doğayı gözlemliyoruz. Doğal olarak ilk ilham kaynağımız olan sağlıklı cildin doğuştan gelen yeteneklerine odaklanıyoruz.
Cildi, bir arada yaşayan ve bu ekosistemin dengesini korumak için birbirleriyle etkileşime giren farklı hücre türleriyle dolu bir ekosistem olarak görüyoruz. Gezegenimizin her bölümünde olduğu gibi, cildimizin de dışarıdan gelen negatif etkilerden etkilenecek bir ekosistemi bulunuyor. Dolayısıyla cildimizin de korunması gerekiyor.
NAOS olarak cilt ekosisteminde olumlu iz bırakan formüller oluşturmak için doğru miktarlarda ve doğal yollarla özümlenmiş saf bileşenleri tercih ediyoruz.
Cildimiz çevresindekileri daima algılayan, değişen ve değişimlere uyum sağlayan akıllı bir organdır. Tüm bunları yapabilmek için cilt; son derece verimli ve sürdürülebilir olan, zeki biyolojik mekanizmalar geliştirmiştir.
NAOS olarak cildi herhangi bir şey yapmaya zorlamak veya engellemek istemiyoruz. Bu nedenle cildin doğal mekanizmalarıyla yalnızca gerektiğinde etkileşime girerek uyum sağlamasına ve dengesini bulmasına yardımcı oluyoruz.
Ciltte dengesizlikler meydana geldiğinde, cildin genel durumuna bakmak, bunların hangi sebepten kaynaklandığını ve nasıl giderileceğini anlamak oldukça önemlidir. Çünkü sadece gözle görülür belirtilere göre hareket etmeniz durumunda, aldığınız hızlı kararların etkisi de o kadar hızlı biçimde kaybolacaktır.
Ekobiyolojiye uygun olarak, uzun süre kalıcı bir etki sağlamak amacıyla cilt dengesizliklerinin temel nedenlerine ve sonuçlarına göre hareket ediyoruz.
Milyarlarca yıllık evrim sayesinde bir şeyleri yapmanın yolunu öğrenme konusunda yaşamdan ilham almalıyız.
NAOS olarak yeni teknolojiler yaratmaya çalışmadan önce, etkili ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek amacıyla doğayı gözlemliyoruz. Doğal olarak ilk ilham kaynağımız olan sağlıklı cildin doğuştan gelen yeteneklerine odaklanıyoruz.
NAOS tarafından Akdeniz Yaşam Bilimleri Enstitüsü (MedILS) ile ortaklaşa düzenlenen ilk Ekobiyoloji Zirvesi 18-19 Nisan 2018 tarihleri arasında Hırvatistan’ın Split kentinde gerçekleşti. Bilim uzmanları ve Nobel ödüllü kişilerin katılımıyla toplam 150 katılımcı ve 50 uluslararası gazeteciden oluşan bir ekiple 8 yuvarlak masada gerçekleşti. Ekobiyolojinin tanımı ve yaklaşmakta olan zorluklardaki rolü üzerine tartışıldı. Bu etkinliğin ayrıntılı bir görünümünü elde etmek için (www.theecobiologysummit.com)