Jean-Noël Thorel’in vizyonu biyolojiye dayanmaktadır; cildin doğasına ve onun yüksek iyileştirici gücüne tutkusu, eşsiz bir bilimsel yaklaşımla sonuçlanır: Ekobiyoloji. Ekobiyoloji, cildin çevresiyle etkileşimde olan, doğal mekanizmaları korunması gereken ve sürekli gelişen bir ekosistem olduğu prensibine dayanmaktadır. Cildi gerektiğinden fazla tedavi etmeye çalışmak yerine ona doğal mekanizmasını koruyarak düzgün bir şekilde nasıl çalışması gerektiği öğretilmelidir…
Aktif içerikleri artırmaktan kaçınarak, cildin kendini güçlendirmesine ve çevresine uyum sağlamasına yardımcı olmak amaçlamaktadır.
Geleneksel kozmetikten farklı olarak ekobiyolojik yaklaşım, derinin yüzeyindense, alt katmanlarında etkili olmasıdır. Böylece kozmetik boyutuna iyileştirici/tedavi edici bir boyut eklenir.
“Kirletici maddeler"in kullanımından kaçınan formülasyonlarla ilerliyoruz.
Cildin doğal dengesine uyum sağlamasına yardımcı olan ürünler yaratıyoruz.
Fonksiyonel dengeyi destekleyen elementler sağlıyoruz.
Fonksiyon bozukluklarının etkilerini gidermek yerine, bu bozuklukların nedenleri üzerine yoğunlaşarak hareket ediyoruz.
Cilde içeriden ve zaman içerisinde etki ediyoruz.
Cildin sadece doğal işlevlerinde ona yararlı olan şeylere ihtiyacı vardır. Buna bağlı olarak sadece gerekli bileşenleri doğru dozda uyguluyoruz.
NAOS tarafından Akdeniz Yaşam Bilimleri Enstitüsü (MedILS) ile ortaklaşa düzenlenen ilk Ekobiyoloji Zirvesi 18-19 Nisan 2018 tarihleri arasında Hırvatistan’ın Split kentinde gerçekleşti. Bilim uzmanları ve Nobel ödüllü kişilerin katılımıyla toplam 150 katılımcı ve 50 uluslararası gazeteciden oluşan bir ekiple 8 yuvarlak masada gerçekleşti. Ekobiyolojinin tanımı ve yaklaşmakta olan zorluklardaki rolü üzerine tartışıldı. Bu etkinliğin ayrıntılı bir görünümünü elde etmek için (www.theecobiologysummit.com)